7 Mayıs 2014 Çarşamba

Yeni Tipografiden İsviçre Tarzına Geçiş


Öncelikle Yeni Tipografiyi tanıyalım:
Yeni tipografi hareketinin temelini netlik kavramı oluşturmaktadır. Eski tipografik anlayış bir eksen etrafında nesnelerin rastgele belirlenmesi ilkesine dayalıydı. Bu rastlantısallığa karşı olan yeni tipografinin hedefi, mutlak güzellik olarak gördükleri netliktir. Modern sanat hareketlerinin dışına çıkarak üretim gösteren bazı sanatçılar ‘Yeni Tipografi’ anlayışı çerçevesinde üretim göstermişlerdir.
Yeni Tipografi, metnin işlevinden yola çıkarak görünür bir biçim yaratma noktasında eskiden ayrılır. Basılı olan her türlü içeriği saf ve doğrudan bir ifade vermek esastır. Adeta teknoloji ve tabiat olduğu gibi biçim işlevinden yola çıkılarak oluşmalıdır. Ancak o zaman modern insanın ruhunu ifade eden bir tipografiye erişilir. Basılı metnin işlevleri ise; iletişim, vurgu (kelime değeri) ve içeriğin mantıklı bir dizilişidir.
Yeni Tipografinin özgür temsilcilerinden olan Jan Tschichold’a göre “yeni tipografi yönteminin temelleri, amacın net biçimde gerçekleştirilmesi ve buna erişmenin en iyi yolu üzerine kuruludur.

Modern yaşamın bir ifade biçim olan ‘Yeni Tipografi’yi vurgulayan en belirgin
özelliği asimetrik olmasıdır. Tipografi, tasarımda esneklik sağlasa da sabit olan kuralların asla yer değiştirmesine izin vermeyen yeni, net ve kararlı olma biçimini tek bir temel yapı altında toplayacaktır.
Eski tipografi anlayışı bütün bu kuralları bozarak, form ve biçimlerin tek bir eksen
etrafında toplanmasına olanak veren ya da vermeyen ögelerle izin vermekteydi. Gerçekleşen yeni anlayışa göre süsleme arzusu, abartıdan uzak tutularak, yalnızca modern yasamın bir parçası biçiminde kullanılması yeni tipografinin özünü yansıtmaktadır.Yeni Tiporafik anlayış ekseninde Henryk Berlewi “Mekanik Konstrüktivizm” adını verdiği grafik tasarımını üç boyutlulukla ilişkilendirerek mekanik ve yapısal soyutlamaya ait kompozisyonlar kurgulamıştır.
 Jan Tschichold'un Kapak Tasarımı



Herbert Bayer'in Alfabe Tasarımı (1925)

Yeni Tipografiden İsviçre Tarzına Geçiş

1925-1965 yıllarında Almanya ve İsviçre’de modernist kitap tasarımı yapılmıştır.

Bu yazı 1925’ten 1965’e kadar olan Alman dilindeki modernist tipografik tasarımdan söz ediliyor. Ekim 1925’te Alman basımevlerinin sektör dergisi "Typographische Mitteilungen", içerisinde Jan Tschichold, El Lissitzky, Laszlo Moholy-Nagy ve diğerlerinin manifestolarının yer aldığı “Temel Tipografi" başlıklı bir özel sayı yayınladı.
Aynı yıl Tschichold, Büchergilde Gutenberg için ilk modernist kitabının tasarımını yaptı. Bu avant-gard tipograflar, modern mimari ve soyut sanattan özellikle de Rus konstrüktivizmi ve Hollanda De Stijl’inden etkilenen yeni bir işlevselci tarz yarattılar ve deneysel fütürist ve dada tipografisinin unsurlarını benimsediler. Kitaplar artık orta ve üst sınıflar için eski moda, deri kaplı statü sembolleri olmayacak fakat modern, dinamik, makine çağına uygun olacaktı. Yani, asimetrik bir mizampajı olacaktı, tırnaksız yani serifsiz yazı tipleri ve nesnel fotoğraflar veya fotomontajlar kullanılacaktır.

Devam yıllarda Dessau’daki Bauhaus veya Münih’teki Meisterschule für Deutschlands Buchdrucker gibi yenilikçi okulların ve Tschichold’un Die Neue Typographie adlı kitabının Almanya’daki kitap tasarımı üzerinde önemli bir etkisi olmuştur.
Bu hareket Hitler’in iktidarı ele geçirdiği 1933’te beklenmedik bir şekilde sona ermiştir. Naziler modernist kültürü “anti-cermen” ve “yahudi-marxist” olmakla suçlamışlardır. Önde gelen bir çok sanatçı, tasarımcı ve yayıncı ülkeyi terk etti. 1933 ve 1945 yılları arasında alman dilinde yazılmış modernist kitaplar esas olarak İsviçre’de basılabilmiştir.

Jan Tschichold, Almanya ve İsviçre’de yeni bir tipografi kültürünün oluşmasında merkezi bir rol oynamıştır. 1933’te İsviçre’nin Basel şehrine göç etti ve burada 1935 yılında yine etki uyandıran yeni bir kitap yayınladı.Tschichold kendisi çok geçmeden yeni geleneksel tipografik tarza geçse de, İsviçre’nin yeni kuşak sanatçıları modernist gelenekte çalışmayı sürdürdüler. Bunların arasında, çok üretken iki tasarımcı olan Richard Paul Lohse ve Max Bill de vardı.

1940’lu yıllarda “İsviçre Tipografisi” olarak adlandırılacak olan şeyi geliştirmeye başladılar. Bu, 1920’lerin yeni tipografisi’ne dayalı, temiz, işlenmiş bir tarzdı. Kitap tasarımı yaparken özellikle mimari, teknoloji, bilim, toplum ve modern sanat üzerine yazılmış resimli kitaplarda tırnaksız (serifsiz) yazı tipleri, asimetrik mizanpaj ve sayfa üzerinde resimleri ve metinleri organize etmek üzere sistematik bir ızgara kullandılar. Izgaralar yoluyla sayfa düzenlemesi modern tipografik tasarıma belki de en halis İsviçreli katkısıydı.

1950’lerde İsviçre kökenli yeni grafik tasarım, uluslararası bir ün kazandı. Almanya’da Max Bill etkili HFG Ulm Tasarım Okulu'nun ilk yöneticisi oldu. Karl Gerstner, Josef Müller-Brockmann, Emil Ruder ve Armin Hofmann gibi tasarımcılar daha çok bilinmeye başladılar.1960’ların ortalarına gelindiğinde ise İsviçreli yeni grafik tasarım hareketi artık zirvesinde değildi ve 1970’li yıllara gelindiğinde post-modern çoğulculuk-eklektisizm ivme kazanmaya başladı. Fakat modernist gelenek bir tarz olarak diğerleri arasında varlığını sürdürüyor. Aynı zamanda, varlığını kitap tasarımında da sürdürüyor.