6 Kasım 2013 Çarşamba

'Japon Sanatı ve Nara Dönemi' hakkında ne biliyorsunuz?

'Japon Sanatı ve Nara Dönemi' hakkında ne biliyorsunuz?

Japonya; Doğan Güneşin Ülkesi diye bilinir ve Hokkaido, Hondo ve Kyuşu olmak üzere üç büyük adadan oluşur. Japon tarihi ise, tarih öncesi ve tarih dönemleri olmak üzere iki ana periyod olarak değerlendirilir. Yaptıkları her iş, her şey sanat olabilir. En önemlisi de ne yaptığı değil, nasıl yaptığıdır. Sanatlarını kısaca şöyle tanımlayabiliriz:

Bonseki: Taştan oyma manzara anlamına gelmektedir.
Çanoyu (Sadoo): Japon çay seremonisi 
sanatıdır. Kökeni Zen Budizmine dayanır geleneksel Japon sanatları içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Origami: G
eleneksel Japon kağıt katlama sanatıdır. Tek bir parça kağıdı çeşitli şekillerde katlamak yoluyla farklı biçimler vermek amaçtır. Biçimler oluştururken kağıt kesilmez, parçalanmaz veya tutkalla yapıştırılmaz.
Shodoo: Japon güzel yazı (kaligrafi) sanatıdır. Özel fırça, kağıt, mürekkep (veya mürekkep taşı) yardımıyla yapılır.
İkebana (Kadoo): Geleneksel Japon çiçek düzenleme sanatıdır. Çeşitli çiçek, dal ve bitkilerin uyumlu bir şekilde kompozisyonu amaçlanır. Temeli ise Budizm'e dayanır.
Rakugo: Geleneksel Japon güldürü sanatlarından birisidir. Bu sanatı icra eden kişilere "rakugoka" adı verilir. Sanatçı, sahnede bir minderin üzerine oturur ve çeşitli esprili konuşmalar yaparak seyircileri güldürür.
Kabuki: Geleneksel Japon sahne sanatlarından birisidir. tiyatro, dans ve şarkının iç içe geçtiği bir gösteri sanatıdır. 2009 yılında UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dahil edilmiştir. Özellikle 17. yy'dan itibaren Japonya’da büyük bir popülarite kazanmıştır.
Haiku: Dünyanın en kısa şiiri olarak da bilinir. Japon edebiyatına özgü bir şiir formudur. Her bir mısrası 5-7-5 hece ölçüsüyle yazılan ve toplam üç mısradan oluşan bir şiir şeklidir.









Japon sanatı büyük sülaleleri Asuka (552-645), Hejan, (794-1185), Muromaçi (1338-1573), Edo (1603-1868) dönemleri adında belli başlı alt dönemlerden geçmiştir. En önemli özelliği, yalınlığı ile ince ve cürretli bir gerçekçilik anlayışı içinde olması, ayrıca her zaman kolay bulunabilen malzemelerden yararlanmasıdır. Sanatın kültürel kökenine inersek; japon sanatı denilince akla çoğu insanın zihninde karmaşık bir takım görüntüler canlanır. Bunların arasında Japon ahşap baskılarında gördüğümüz egzotik figürler, tek renkli Zen Budizm'i ile ilgili olan mazara resimleriyle örneklendirebiliriz. Japon sanatında insan duyguları ve hislerinin betimlenmesi önemlidir. Bu nedenle özellikle insan duygularının anlatımına özel bir öenm verilir. 12. ve 13. yüzyıllarda, enine açılan ruloları görsel imgeli ve düz yazı anlatımlı duyarlı bir ifade aracı olarak gelişme göstermiştir. Metin yerleştirimiyle, betimlemelere ayrılan alan hikayenin ritmini tesis etmeye uygun bir biçimde düzenlenmiş ve böylece savaş öyküleri, aşk hikayeleri, halk hikayeleri ve hatta yaşam öyküleri gibi çok çeşitli temaları betimlemeye olanak sağlanmıştır.

Japonlar, öykü anlatma işine duydukları sevgi ve merak 'e-hon' denen Nara resimli kitaplarında yaşamaya devam etmiştir. Bu dönemde resmi sanat Zen Budizm’inin çizgisinde giden tek renkli resimdir. Bu resimli kitaplardaki öykü anlatımı sanatın ana akışına tekrar ukiyo-e biçiminde girer ve özellikle 18.yüzyılın Maruyama-Shijo Okulu’nun resimlerinde bu durumu görürüz. Sonuç olarak Japon sanatı çalışmanın en keyifli yanlarından biri bütün soruların henüz cevaplanmamış olduğu gerçeğidir. Hala araştırılmayı bekleyen bağımsız alanlar, konular vardır. Yeni bir arkeolojik kazı antik dönemlerdeki yaşam hakkında yepyeni bilgiler getirecektir.

Nara Dönemi (710-94)

Nara dönemi; Başkentin 710’da Fujiwara’dan Heijokyo (Nara)’ya taşınması ve 84 yıl sonra Heiankyo (Kyoto)’da nakli olarak iki siyasi olayla sınanmıştır. Bu dönem Japonya için yüksek bir kültür devridir. Aynı zamanda Japon kültürünün birçok temelleri o zaman atılmıştır. Bu kısa dönem Japonya’nın en fazla Çin etkisinde olduğu dönemdir. Özellikle Japonya'daki üst sınıf insanlar Çin alfabesi (kanji), Çin modası ve Budizm'den etkilenmişlerdir ve böylece en büyük yakınlaşmayı sağladığı bu zamanda Budizm ön plana çıkmıştır. Böylelikle Budizmden etkilenen Japonlar, tapınaklarını ve içlerindeki heykelleri bu akıma göre ön plana çıkarmışlardır.
Bu dönemde ahşap işçiliği gelişmiştir. Örneğin; Todai-ji Tapınağı, Saidai-ji Tapınağı, Kofukı-ji Tapınağı, Yakuşi-ji Tapınağı, Toşodai-ji Tapınağı gibi. Ayrıca dönemdeki heykellerde tunç döküm, ahşap oyma teknikleri ve Çin sanatından esinlenilen kil tekniği ve kuru lake tekniklerine rastlayabiliriz.




.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder