Paul Cezanne |
İzlenimcilik (Empresyonizm)
19. yy'ın ikinci yarısında Fransa'da oluşmuştur ve resim tarihindeki sürekli yeniliklerin hareket noktası sayılır. Empresyonizme göre, açık havada bulunan eşyaların renk görünümleri günün her saatinde değişir. Bu akımın kurucuları, atölye çalışmalarından çok, açık havada çalışmaya önem vermişlerdir. Çünkü aradıkları canlı ve temiz renkleri, gün ışığının parlaklığında bulmuşlar, koyu ve karanlık renklere resimlerinde yer vermemişlerdir. Renk, ya olduğu gibi ya da değerini düşürmeyen başka bir renkle karıştırılmıştır. Işıklar sarı, turuncu, kırmızı tonlarında aranır, gölgeler ise, zıtları olan mavi, mor ve yeşile boyanmıştır.Empresyonizmin kurucusu Edouard Menet' dir.Temsilcileri ise; Claude Monet, Camille Pissarro, Georges Seurat, Paul Signac, Vincent Van Gogh, Paul Gaugin, Paul Cezanne, Edgar Degas, Henri De Toulosue-Lautrec, Pierre August Renoir’dir.
Dışavurumculuk (Ekspresyonizm)
Bir hayat anlayışı, bir dünya görüşüdür. Empresyonizme tepki olarak doğmuştur. Kişinin ruhsal durumu önemli olduğu kadar, doğa ikinci planda kalır. Akımın sanatçıları, kendilerini boğan ve ezen ızdırapları sanatlarına sokmuş, haksızlıklara karşı olan isyanlarını, yeni bir renk ve biçim görüşüyle anlatmak istemişlerdir. Yapıtlarında kadın vücutlarını çekinmeden çirkinleştirmiş, insan yüzlerini korkunç karnaval maskeleri halinde ifade etmişlerdir. Çizgileri kaprisli, kullandıkları renkler ise fovist ressamlarınki gibi cesaretlidir. Van Gogh, Munch, Kırchner, Nolde, Rouault, Modigliani, M.Beckmann, O.Kokoshka temsilcilerindendir.
Yırtıcılık (Fovizm) 1898-1908
20. yy. nın modern resim akımlarından biridir. Paris’te bir grup Genç Fransız sanatçılarının açtıkları bir sergiyle doğmuştur. Çarpıcı ve hırçın çalışmalarına bakılarak verilen “fovlar (vahşiler)” adı, akımın adı haline gelmiştir. Fovlar kullandıkları tüm güçlü renkleri tüpten, renk geçişi yapmadan tuvale aktarırlar. Ayrıntıların saf dışı bırakıldığı, gölgelerin suretlerden farklı renklerde olduğu bir dünya yaratırlardı. Akımın temel özelliğini, saf ve parlak renkli boyaların doğrudan tüpten çıktığı gibi resim yüzeyine uygulanmasıyla yaratılan patlama duygusu oluşturur; Fovist ressamlar da, İzlenimciler gibi doğrudan doğayı betimlemişlerdir. Henri Matisse akımın öncüsü ve kırmızının ressamı, kadın vücudunu en estetik anlatan ressam olarak bilinir. André Derain, Maruice De Vlaminck ve Raoul Duffy temsilcileridir.
Matisse'in Fovizim eserlerini bir de bu videodan görelim..Dadaizm (Dadacılık) Sanat Öldü Yaşasın Sanat!
1916 yılında Zürih,İsviçre’de bir grup sanatçı ve yazar tarafından başlatılmıştır. İsmi Fransızca'da Tahta At anlamına gelmektedir. Yıkıcı olması en temel özelliğidir. Klasik kural ve disiplinlere karşı tepki olan Dadaizm, I. Dünya
savaşının yarattığı moral ve sosyal çöküntülerin bir sonucu olarak bilinir. Dadaistlerin sanat ve estetik duygusu yoktur. Kağıt, tahta gibi malzemelerle ve ilginç tekniklerle resim yaptıkları görülür. Bir bakıma Avrupa uygarlığına ve savaşa karşı bir protesto hareketidir. Sanata karşı sert tutumları olmasına rağmen, bazı sanat akımlarının (Sürrealizm) Soyut Sürrealizm, Pop art, Kavramsal Sanat gibi akımların ortaya çıkmasına elverişli bir ortam hazırlamıştır.
Marcel Duchamp Bicycle Wheel eseri ile |
Sürrealizm (Gerçek Üstücülük)
1916’dan günümüze etkisini sürdüren modern sanat akımıdır. Figürler asla var olmayacak
düşsel bir ortamda bir kompozisyon içinde sunulur. İlkel toplumların sanatları da
sürrealistlerin diğer bir ilgi noktasıdır. Sürrealist ressamlar doğanın mantıki görünüşünü değil, insanın bilinç altında ve rüyalarındaki alemi göstermek istemişlerdir. Temsilcileri: Giorgio de Chirico, Max Ernst, Jean Arp, Francis Picabia, Marc Chagal, Rene Magritte, Yves Tanguy, Alberto Giacometti, Salvador Dali, Frida Kahlo, Paul Delvaux, Joan Miro, Man Rey, Henri Rousseau sayılabilir.
The Philosopher's Lamp, Rene Magritte |
The Lovers, Rene Magritte |
Salvador Dali |
Fotoğraf ve Modern Hareket
Modern hareketin yeni görsel dili noktayı, çizgiyi, planları, biçimleri ve dokuyu ele alışı ve bu görsel elemanlar arasında kurduğu ilişki fotoğrafı etkilemiştir. Fotoğraf, resimden daha kesin bir doğrulukla gerçeği belgelemek için icat edilmiş, 20. yy'ın başlarında resim sanatındaki yeni gelişmeler soyutlama ve tasarım sürecinin başlamasına neden olmuştur.
Francis Brugiere 1912'de kartonu kesip bükerek oluşturduğu biçimlere ışık vererek yarattığı soyut görüntülerle, fotoğrafta şiirsel bir anlatım kazandırmıştır. Bir yandan da Alvin Langdom Coburn da çalışmalarının yalın biçim araştırmalarına yönelmiştir. 1913'te kuşbakışı bir açıdan çektiği fotoğraflarda doğada mevcut olan soyut biçim ve motifleri görüntülemiş, 1917'de 'Vartographs' isimli kalaidoskop motiflerinden oluşan bir dizi fotoğrafta soyut fotoğraf görüntülerinin ilk örneklerini sunmuştur. Coburn mikroskoptan görülen soyut görüntünün güzel bir tasarım olduğunu farkederek , üst üste çekimler yapıp prizmalar kullanarak görüntüleri parçalara bölmüştür. İlk olarak, William Henry Fox Talbot'un 'fotojenik resimler' adını verdiği çalışmalarında kullandığı tekniği , fotoğrafçı ve ressam Christian Schad yeniden gündeme getirerek, 'Schadographs' adını vermiştir. Bu teknikte tel, kumaş ve kağıt parçası gibi elemanlar fotoğraf kağıdının üzerinde kübist üsluba uygun şekilde düzenlenir ardından yeteri kadar ışıklandırma yapılarak tasarım kağıdına kaydedilirdi.
Kariyerinin büyük kısmını Paris'te geçirmiş Amerikalı bir sanatçıdır. Dada ve Sürrealist hareketlere büyük katkıda bulunmuş fakat ikisine de bağlı kalmamıştır. Farklı araçlar kullanıp büyük işler üreterek kendisini en başta ressam olarak görmüştür. Aynı zamanda ünlü moda ve portre fotoğrafçısıdır.
Amerikalı sanatçı Man Ray, önce Marcel Duchamp'la birlikte çalışarak Dadaizm'i benimser, 1921'de Paris'e geldikten sonra da Sürrealistlere katılır. 1920'lerde Dadaizm ve Sürrealizm'i fotoğrafa uyarlar ve fotoğrafçılığa başlar. Hem karanlık oda hemde stüdyo düzenlemelerinde daha önce denenmemiş görüntüler yaratır.
Solarizasyonun yaratıcı gücünü araştıran ilk fotoğraf sanatçısı Man Ray'dir.
Solarizasyon, fotoğraf kağıdına fotoğrafik görüntünün oluşması sırasında yeniden bir miktar ışık verilmesiyle elde edilir. Böylelikle tonal geçişin yoğun olduğu ışıktan etkilenmemiş alanlarda yeniden fotoğrafik işlem olur ve esas biçimlerin sınırlarında keskin siyah kontur oluşur.
Fotoğraf makinası kullanmadan karanlık odada yaptığı baskılarına 'rayographs' adını veren Man Ray, rayographsların karmaşık olduğunu söyler. Çünkü bu kompozisyonda hareket eden bir ışık kaynağı kullanarak, ışığı çizim aracı olarak değerlendirmiştir. Man Ray, solarizasyon gibi deneysel teknikleri, fotoğraf kağıdının üzerine nesneleri yerleştirmek gibi temel tekniklerle birleştirerek yeni görüntüler oluştururken, distorsiyon (görüntüyü çarpıtma) yani bir doku arkasından baskı yapma ve üstüste çekimlerle, düşsel görüntüler elde etmeyi, mekan ve zamana yeni yorumlar getirmeyi denemiştir.
Karşınıza çıkan bütün kapıları açın ve oradan özgürce yürüyün. -Man Ray
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder