30 Aralık 2013 Pazartesi

Arts and Crafts ve Art Nouveau Akımları hakkında neler biliyorsunuz?


Öncelikle Art and Crafts'tan başlamak istiyorum.
Art and Crafts,
Türkçe karşılığı 'Sanat ve El işi' anlamına gelir. Günümüzde sanatkarlık ve zanatkarlığı bazen karıştırıyoruz. Buna açıklık getirmek gerekirse: Sanat, yaratıcı bir düşüncenin ürünüdür. Zanaat ise, sanatçının yaratıcı düşünceyle ürettiği ürünü kullanılabilirlik açısından geliştirdiği alana denir. Sanatçı hayal gücü sonucunda oluşan eser için maddi bir değer biçmez. Zanaat ise meslek olmakla birlikte ürününü bir fiyat karşılığında satmak için yapar.

Art and Craft Sanatı 19. yy'ın ikinci yarısında ve İngiltere'de başlayan makineleşme ve seri üretime tepki olarak çıkmıştır. Bu dönemdeki amaç sanat-zanaat ayrımını ortadan kaldırmak ve endüstrileşme karşısında el emeğine dayanan üretimi yeniden canlandırmaktır. Sanayi devrimi sonucunda el sanatlarına olan ilgi azaldığından dolayı, canlanması için bazı çabalarda bulunulmuş. John Ruskin ve William Morris, zanaatçılığı yeniden canlandırmak için harekete geçip bu hareketin öncülüğünü yapmışlardır. John Ruskin, Art and Craft akımının teorik temellerini bulmuş özellikle endüstriye ve endüstrinin getirdiği bireyselliği yıkıcı düzene karşı çıkmıştır. Orta Çağ'a dönüşü savunmasıyla etkilidir, tasarım ve sanatsal üretime katılmıştır. Aynı zamanda 1851 yılında Venedik'in taşları adında bir kitap yazmıştır. 

William Morris
John Ruskin

Gününün geçerli bir sanat anlayışı olan Eklestisizm'e karşı çıkarak özgün bir sanat anlayışı oluşturulmuştur. Arts and Crafts günümüzde Modern Sanat'ın ilk aşaması olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda sanatsal üretimde toplumsal sorumluluk kavramını Endüstri alanında ilk ortaya atan akımdır. El emeği ve özgün oluşu ile Art Nouveau akımını büyük ölçüde etkiler.



Arts and Crafts akımı mimarlıktan, duvar kağıdına, mobilyadan kitap tasarımına kadar uzanan bir çok alanda örnekler ortaya koymuştur. Üretimlerinin ardında düşünsel bir ortak temelin varlığına karşı, ortak bir biçim dili yaratmamıştır. Mimarlık alanında Halk Mimarlığı tarihte ilk kez bu akımda gündeme gelmiştir ve halk mimarlığına özgü bir yalınlıkta üretim biçimini tercih etmiştir. En önemli örneği W.Morris ile P.Webb'in tasarladığı Red House'tur. Duvar kağıtları, grafik ve tekstil tasarımı gibi alanlarda bitkisel örgeler kullanan bir anlayış gelişmiştir.
Bir kaç örneğini inceleyelim..


Kelmscott Basımevi - "The Nature of Gothic"
John Ruskin ve William Morris 1890


Alphonse Mucha'nın 'Bisküvi Lefèvre Utile' adlı
afişi
Alphonse Mucha'nın 'Donna Orechini' adlı afişi
William Morris - Marigold 1880
Tekstil Desen Dizaynı
William Morris - Tekstil Desen Dizaynı 1877

Art Nouveau
 'Yeni Sanat' anlamına gelmektedir. 
19. yy'ın sonuyla 20. yy'ın başlarında Avrupa’ yı etkilemiş ve Osmanlı imparatorluğu’nda da uygulanmış romantik, bireyselci, genellikle bezemeye özgü kaldığı söylenebilecek bir sanat akımıdır. 20. yy'daki sanat ortamında akademizm kalıplarından uzaklaşma, bağımsızlık ve gruplaşma anlayışları simgelenmiştir. Gençlik ve yenileşme kavramlarını getirmiş, herkes için sanat ve her şeyde sanat eğilimlerinin ışığında konut, mobilya, resim, afiş ve başka sanat dallarını da etkileyerek güzel ve ucuz eserlerin üretilmesini amaçlamıştır. En belirgin özelliği dekoratif bir üslüp olmasıdır. Temel özellikleri kavisli ve çizgisel desenlerdir. Tasarımcılar, eserlerinde sembolik ve dışavurumcu içerik katmaktan kaçınarak çalışmanın dekoratif görüntüsüne yoğunlaşırlar. Temalarındaki duygusal ve öyküsel içeriği bir kenara bırakarak da soyut sanatın yolunu açmaya yardımcı olmuşlardır.Akım Japon baskılarından da büyük ölçüde etkilenmiştir. Dönemde Gustav Klimt, Henri de Toulouse-Lautrec, Antonio Gaudi gibi isimler ön plana çıkmıştır.
Chanson D'avril Con Marcas by Veika
Dekoratif Etkiler
Art Nouveau, John Ruskin ve William Morris’in düşünceleriyle yaygınlaşan bir ortamda oluştu. William Morris'in Arts and Crafts akımında savunduğu görüşü ele alarak; 1867′de Londra’ daki uluslararası sergide Japon Pavyonu Avrupa’daki sanatçılar arasında Japon plastik anlayışındaki yalın, ritmik ve karmaşık çizgiler, yüzeysel renk ve desenleri uygulama isteğini uyandırmış; bu ortamda mimar Victor Horta’nın Belçika’da Brüksel yakınındaki Uccle’ de yaptığı Tassel Evi ile Art -Nouveau ortaya çıkmıştır. Fransa’da Style Nouille ya da Paris metrosunun girişlerini yapmış olan Henry Guimard, ardından Style Guimard, İspanya’da Modernismo, Almanya’da Jugendstil, İtalya’da Stile Liberty adları ile moda olmuştur. Bu yeni üslup, mimarlık, mobilya, ev eşyalan, hah, heykel, resim, afiş, grafik gibi birçok sanat dalında uygulama alanı bularak yaklaşık 1920′lere kadar başanyla geçerliliğini korumuştur.1925′te Ahnanya’da kurulan Bauhaus Okulu'nun geliştirdiği yapım ilkeleri Art-Nouveau akımının sonu olmuştur. 1875-1890 arası bir araştırma dönemi olarak kabul edilip, 1890-1900 yılları arasında akımı belirleyen yapıların büyük çoğunluğunun gerçekleştirildiği tarihsel akımlarm geçirsizliğinin kanıtlandığı, sanatlar arası sentezin oluşturulduğu yayılma dönemidir. 1900-1914 arasında ise Art-Nouveau’nun geç dönemde bezemenin önem kazandığı, eğri çizgilerin üsluplaştığı, çiçek öğelerinin doruk noktasına ulaştığı görülür.

Cam ve ışık eserlerinden biri.
Antoni Gaudi'nin Casa Batllóisimli mimari eseri.
Vazo - Marguerite Gallé Petit Palais


 Osmanlı Dönemi'nde de görülen Art Nouveau akımı son dönem İstanbul konut mimarlığında geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Öncelikle yurtdışından getirilen eşyalarla başlanıp, 1890-1920 aralarında mimarlık alanında geniş ölçüde uygulanmıştır. Mekan sorunlarına fazla önem verilmemiş, tarzın temel ilkesi olan strüktür ve bezeme ilişkisi üzerinde fazla durulmamış, bezeme görüntüsüne bağlı dış biçimlendirme ağırlıklı olmuştur. İtalyalı mimar Raimondo D’Aronco1894′te İstanbul’a gelmiş Art-Nouveau’yu Türkiye ile tanıştırmış ve uygulamıştır. Ülkemizdeki 'Serencebey Şeyh Zafir Türbe, Kitaplık ve Çeşmesi, Beyoğlu’nda Botter Apartmanı, Yıldız Sarayı’ndaki Çini Fabrikası, Tarabya’daki İtalyan Sefareti, Kuruçeşme’de bugün yıkılmış olan Nazime Sultan Yalısı'  D’Aronco’nun yaptığı bilinen Art – Nouveau üslübunda mimarlık ürünlerindendir. Yıldız Sarayı’ndaki Acem Köşkü, Yeni Köşk, Şale Köşkü, Talimhane Köşkü gibi köşkler de D’Aronco’nun Türkiye’de başmimar olarak görev yaptığı dönemlerde yapılmıştır. Ülkemizdeki Art-Nouveau tarzında geleneksel gereç ve yöntemler kullanılmış, endüstriye bağlı metal yapı araçlarına başvurulmamıştır. Metal, balkon korkuluklarında bezemeye gereç olarak ele alınmış, lale gibi bitkiler ya da böceklerin duyargalarına benzer biçimlerde kıvrımlar verilmiştir. Ahşap örneklerse bölgesel olarak çeşitlilik kazanmıştır. Bu akımın ülkemizdeki mimarlığında cephe bezemesi açısından farklı bir üslup geliştirememiştir.
Yıldız Sarayı Beşiktaş-İstanbul
Hidiv Kasrı Beykoz-İstanbul


Beyoğlu'ndaki
Botter Apartmanı








1 yorum:

  1. yararlı bir yazı olmuş teşekkürler. Benim bloğuma da beklerim
    0-ne-ki.blogspot.com

    YanıtlaSil